Kategoriler
- Case Study (9)
- Endüstriyel Tesis (3)
- ESG (8)
- Fit-Out (1)
- Haber (35)
- İç Mimarlık (10)
- Mimarlık (16)
- Ofis (22)
- Studio Alliance (10)
- Tarih (1)
- Tasarım (12)
- Teknoloji (9)
- Yapay Zeka (AI) (2)
Her şirkette yeni yılla beraber; yeni kararlar, organizasyonlar ve hedef başlangıçları gelir. Mekânsal herhangi bir değişiklik, yenilikçi fikir ve projelere yol açan temiz bir soluktur. Güncel ofis trendlerinden ilham alması gereken yeni bir vizyon oldukça önemlidir. Çalışanları hem koruyan hem de motive eden konforlu ve işlevsel alanlar sağlamak esas olmalıdır.
Renk ve duygular arasındaki bağlantı yüzyıllardır araştırma konusu olmuştur. Renk aynı zamanda insanların sağlığını zihinsel, fiziksel ve duygusal açıdan da etkileyebilir. Araştırmalar, ofis iç mekân tasarımlarında renk kullanımına dikkat edilmesinin verimli ve konforlu çalışma alanları yaratmak için esas olması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
“Space hacking” terimi, bireylerin çalışma alanlarını kendi ihtiyaçlarına yönelik bir şekilde kurguladıkları bir girişimdir. Bu yeni değişen gerçeklikte, şirketlerin değişikliklere uyum sağlama esnekliği ve yeteneği çok önemli olacaktır. Bu bağlamda, “space hacking ” giderek daha önemli hale gelirken; çalışanlar, çalışma masalarını tanımlama ve yapılandırma özgürlüğünün tadını çıkarır.
2023 ofis trendleri sadece geleneksel ofislerle sınırlı olmadığı için artık her türlü hibrit alan ve bunları dönüştürmek için ihtiyaç duyulan mobilyalar ortak çalışma alanları gibi fenomenler göz önünde bulundurularak dikkate alınmalıdır.
Biophilia, insanlar ve doğa arasındaki gerekli bağlantıya ve varlığının zihnimiz ve sağlığımız için günlük bazda sahip olduğu avantajlara atıfta bulunur. Bu varlık, elbette bitkilerin varlığında kendini gösterirken aynı zamanda renkler, dokular, doğal unsurlar ve doğal ışıklandırmada da ortaya çıkar.
Bir ofis alanının ilk önceliği refah ise, sürdürülebilirlik de şüphesiz ikincisi olmalıdır. Bir mekân tasarımında çevre dikkate alınırken, biyofilik denilen tasarım iç mekân tasarımında da devreye giriyor. Biophilianın şimdiden tanımlanmaya başlanması gereken geleceğin ofislerinde anahtar rol oynayacağı öngörülmektedir.
Daha da ileriye bakılacak olursa; sadece sürdürülebilir olmak ve doğayı mekanlara dahil etmek yeterli olmayacaktır. Bir ürünün karbon ayak izi, mali ayak izi veya istihdam ayak izi gibi konuları dikkate alarak; her birinin çevresel, ekonomik ve sosyal getirisini ölçerek bir ekosistemi eski haline getirmek ve hatta iyileştirmeye çalışmak benimsenen yaklaşım olmalıdır.
Mekânlardaki insanların refahı ile ilgili olarak, bir ofis alanı insanların sağlığını yenileyebilir mi sorusunu sormalıyız. Odak noktası, insanların girdiklerinden daha sağlıklı bir şekilde çıktıkları alanların tasarlanması olmalıdır. Sağlığın yalnızca hastalığın yokluğu olarak değil; zihinsel, ruhsal, fiziksel ve duygusal sağlık arasındaki doğru denge olarak ele alınması gerekir.
Ofiste yetenekleri elde tutmak, büyük zorluktur. Hâlihazırda refah yaratabilen sürdürülebilir bir ofis varsa o ofiste yetenekleri çekmek, bağlılık oluşturmak ve elde tutmak için temeller atılmış olacaktır.
Günümüzde karşılaştığımız zorluklara karşı; kendini projeye adamış, uygun şekilde eğitilmiş ve motive edilmiş yetenekler gereklidir. Bunu yapmak için şirketler, tüm bunları entegre etmenin bir yolu olarak kültür oluşturmak, teknolojiyi dahil etmek, yeni hibrit dünyaya yanıt vermek ve alanları dönüştürmek için çeşitli yatırımlar yapmaktadır.
“Sessiz istifa” terimi, işleri için kesinlikle gereken minimum çalışmadan daha fazla çaba göstermeden çalışmaya devam eden çalışanları tanımlar. Yetenekleri korumak için 2023 ofis trendleri doğrultusunda insana ve onların bulunduğu mekânlara yatırım yapmak gerekmektedir. Sadece çalışanları elde tutmak değil, sessiz istifa olarak bilinen durumun da önüne geçmek için çalışma alanına yatırım yapmak efektif bir yöntemdir. Mesele sadece insanı merkeze almak değil, insanların yaşam kalitesini başlangıç noktası olarak almaktır.
Güncel ofis trendleri doğrultusunda kurumsal alanların uyarlanabilirliğini desteklemek için, ortamın hızlı ve kolay bir şekilde yeniden yapılandırılmasına olanak tanıyan, her projeye ve her ekibe göre uyarlanmış unsurlara sahip olmak esastır. Önyargılı ve durağan fikirler bir kenara bırakılarak, bir mekânın sunabileceği tüm olanaklardan yararlanılmalıdır. Bütün mesele, ofisleri, işbirliği yapmak, sosyalleşmek, ekip ruhunu geliştirmek ve gerekli koşulları oluşturmak için ideal bir yere dönüştürmektir. Böylece yenilik ve yaratıcılık kıvılcımı ortaya çıkabilir.